Kanal Tedavisi Sonrası Dişin Rengi Değişir mi? İşte Yapabileceklerimiz!

Endodontik tedavi olarak da bilinen kök kanal tedavisi, dişin sinirini tedavi etmek için kullanılır. Enfekte olmuş veya yaralanmış bir sinir ölebilir, bu da diş apsesine, şiddetli diş ağrısına, hassasiyete ve muhtemelen dişin renginin değişmesine yol açabilir. Peki, kanal tedavisi sonrası dişte renk değişimi olur mu?

Kanallı Dişlerde Renkleşme Neden Olur?

Tüm kök kanal prosedürleri dişin rengini değiştirmez veya lekenmesine sebep olmaz, ancak lekelenme meydana geldiğinde bunun birçok nedeni olabilir. Bunlardan en yaygın olanı pulpa dokusunun (dişin iç tabası) tam temizlenmemesidir. Renk değişimi, bu “artık pulpa dokusunun” ayrışmaya başlamasıyla meydana gelir. Dişteki pulpanın gözden kaçmasının bu kadar kolay olmasının nedeni, pulpa parçalarının, dişin merkezinden ayrılan küçük tüneller gibi olan pulpa boynuzlarında veya yan kanallarda bulunabilmesidir.

Kanal tedavisinden sonra renk değişimi olmasının diğer nedenleri arasında dişin kuron (gözüken) kısmında kalan kanal dolgu malzemeleri ve/veya kök kanal ilaçlarıdır. Ancak en yaygın nedeni ise kanal tedavisi ile pulpa dokusu uzaklaştırıldıktan sonra dişin içinde kalan ölü dentin tabakasının koyulaşmasından kaynaklanır.

Kanal Tedavisine İhtiyacım Var mı?

Endodontik tedavi, dişin çekilmesi yerine enfekte olmuş ölü (veya hasar görmüş) sinir dokusunu temizlenmesidir. Kanalların dezenfekte edilmesinin ardından kanalların doldurulmasıyla dişin eski durumuna dönmesine yardımcı olur. Kanal tedavili diş uzun yıllar boyunca işlevini sürdürebilir. Bazen travma görmüş bir dişin zamanla renk değişimi ile kanal tedavisine ihtiyaç duyulduğu tespit edilse de çoğunlukla ilerleyen çürüğe bağlı ağrı veya enfeksiyon gelişimine bağlı kanal tedavisine ihtiyaç duyulur.

Renkleşmiş Diş

Kök kanal tedavisinde pulpa dokusu çıkarıldığı için ölü dentin zamanla koyulaşabilir. Kanal tedavisi sonrasında dişlerinde renk değişikliği yaşayan hastalar için birkaç seçenek mevcuttur.

Kanal Tedavisi Yapılan Diş Beyazlar mı?

Kanal tedavisi yapılan diş internal beyazlatma ile yüksek oranda beyazlar. Diş kesimi olmadan, kolay, hızlı, ucuz bir yöntem olduğu için çoğunlukla ilk tercihtir. İstenilen beyazlama sağlanamazsa kompozit lamine, porselen lamine veya kaplama tedavisi tercih edilir.

1. İnternal Beyazlatma (Devital Beyazlatma)

Kanal içi beyazlatma, dişteki eski dolgu malzemeleri kaldırılır. Kanal ağızlarına kadar diş temizlenir. Temizlenen pulpa odasına beyazlatma maddesi yerleştirilir. Beyazlatma maddesi uygulandıktan sonra pamuk peletle kapatılır üzerine geçici dolgu yerleştirilir. 3-7 gün bu şekilde beklenir. Bu süre zarfında dişin renginin açılması beklenir. Her diş hızlı bir şekilde beyazlamasa da bazen 2-3 seans sonunda yeterli renk değişimi görülür. Tamamen güvenli, etkili ve ucuz bir işlemdir. Her zaman komşu dişlerle birebir renk tonuna sahip olunamayabilir. Bu yüzden işleme başlamadan önce hastanın beklentisi iyi öğrenilmelidir.

2. Kaplama veya Laminate Veneer

Bir diğer etkili seçenek ise rengi bozulan dişe kaplama veya lamine veneer yaptırmaktır. Kaplama, dişi çepeçevre aşındırarak dişin üzerinin zirkonyum, Emax veya porselenden hazırlanmış kuron ile kaplanılması işlemidir. Bu sadece dişin şekli ve rengi istediğimiz şekilde ayarlanabilmektedir. Dişte koyu renkleşmeler varsa alttaki siyahlığı örtmek için zirkonyum kaplamalar daha iyi sonuç almamızı sağlarlar. Yaprak porselen yani laminate veneerler ile daha minimal renk değişikliklerini maskeleyebiliriz. Özel Dental’de dişinize mükemmel uyum sağlayan ve kişiye özel kaplamayı kendi laboratuvarımızda hazırlayıp sizlere sunuyoruz. Endodontik tedavi sonrasında oluşan renk değişikliğine daha kalıcı bir çözüm arıyorsanız kaplama muhtemelen size istediğiniz sonuçları verecektir.

Kanal Tedavisi Yaptıranların Sıkça Sorduğu Sorular: 

Kanal Tedavisi Sonrası Uyuşukluk

Anestezinin etkisi, hastanın bünyesine, anestezi yapılan bölgeye, anestezi miktarına ve solüsyonun cinsine bağlı olmakla birlikte 2-4 saat arasında tamamen geçer. Kanal tedavisi ya da başka bir dental müdahale sonrasında uyuşukluk geçene kadar yemek yememek gerekir çünkü uyuşuk bölge kontrol edilemeyeceğinden genellikle ısırılır ve çok ciddi yaralanmalar oluşur. Uyuşukluğa bağlı dudak ve yanak yaralanmaları en sık karşılaşılan komplikasyonlardandır.

Kanal Tedavisi Sonrası Yemek

Kanal tedavisi yapılmadan önce ilgili diş uyuşturulmaktadır. Uyuşukluk geçene kadar hiçbir şey yemenizi tavsiye etmiyorum. Çünkü hasta uyuşukken yemek yediğinde, besinleri çiğnerken fark etmeden dil, dudak veya yanağını ısırabilir. Bu yüzden yumuşak doku yaralanmaları meydana gelebilir. Uyuşukluk geçtikten sonra istediğiniz yiyeceği tüketebilirsiniz. Sadece ilk 1 hafta kanal tedavisi yapılan bölge ile ısırmamanızı tavsiye ediyorum. İşlem sonrası dişte ısırırken ağrı olabilir bu durum normaldir. 2 hafta geçmesine rağmen kanal yapılan dişinizle ısıramıyorsanız diş hekiminize başvurabilirsiniz.

Kanal Tedavisi Sonrası İçecek Tüketimi

Uyuşukluk geçmeden aşırı sıcak ve aşırı soğuk olmaksızın sıvı şeyler tüketebilirsiniz, sıcaklığı fark etmek zor olduğu için ağız içi yanıklar meydana gelebilir. Oda sıcaklığındaki sıvıların tüketiminde sakınca yoktur. Sadece içerken dudağınızın kenarından akabilir. Dikkat etmek gerekir. Uyuşukluk geçtikten sonra diş hekiminiz aksini söylemedikçe yemek yiyip içmekte bir sakınca yoktur.

Kanal Tedavisi Sonrası Sıcak-Soğuk Hassasiyeti

Kanal tedavisi tamamlandıktan sonra dişteki sinirler alındığı için sıcak ve soğuk hissedilmez. Eğer ki kanallı dişiniz sıcakta veya soğukta sızlıyorsa normal bir durum değildir. Endodontiste gözükmelisiniz. Kanal tedaviniz tam yapılmamış olabilir veya ilave kanallarınız olabilir.

Kanal Tedavisi Sonrası Diş Üzerinde Yemek Yiyememe

Kanal tedavisi yapıldıktan hemen sonra dişinizin üzerine basamamanız normaldir. Çünkü ilgili bölgede yara iyileşmesi söz konusudur. Fakat 2 hafta geçmesine rağmen ağrılarınızda azalma yoksa endodontiste gözükmenizi tavsiye ederim. 

Kanal tedavili bir dişin ağrımasına sebep olan etkenlerin en çok görülenleri şunlardır: 

1. Eksik bir tedavi protokolü, 
2. Gözden kaçan bir kanal varlığı, 
3. Dezenfeksiyon işlemleri iyi yapılmamış olması, dolgu veya kök dolgusu sızdırması, 
4. Yüksek bir dolgu yada kuron restorasyonu, 
5. Dişin başka bir bölgeden çürümesi v.b.